Neydi 28 Şubat?
Tarih 2 Ekim 1995. Yer Deniz Eğitim Komutanlığı. Kuvvet komutanı konuşuyor. Komutan 18 Ağustos tarihinde görevi devralan 28 Şubat’ın ünlü amirali Güven Erkaya.
“İrtica tehdit değerlendirmesi” faslında şu cümleler çıkıyor ağzından:
“Hiçbir şekilde acımayacağız. Yapılacak işlem çok sıkı takiptir. Yasal yoldan bir şey yapılamayabilir ancak biz gerekenin yapılması için gerekli yolları bulmak zorundayız. Bütün imkanlarımızı ve yetkilerimizi kullanacağız. Onlar hukuktan, mevcut durumdan, hassasiyetlerden istifade etmeye çalışacaklar. Bizler de kendi kurallarımızla bunlarla mücadele edeceğiz...”
28 Şubat’ın, bir yönüyle, en esaslı yönüyle tarifi budur...
28 Şubat, seçimler vesilesiyle ülke yönetimine aday olan İslami hareketi ve artan İslami görünürlüğü “irtica olarak sınıflandırarak”, her yerden, toplumsal, siyasal, ekonomik alanlardan cebren kazıma fiiliydi.
Erkaya’nın daha sonra Batı Çalışma Grubu prensiplerine dönüşecek yukarıdaki sözlerinin karşılığı şudur:
Fişlemeler, toplumun bir bölümünü sistematik tahkir, toplumun diğer bölümünü korku ve tehdit fikriyle kuşatma ve diğer bölümüne karşı koşullandırma, örgüt, parti, kesim ve kişileri hedef alan itibarsızlaştırma andıçları, psikolojik harekatlar, basını, yargıyı, idareyi askeri hedefler etrafında seferber etme, yönlendirme ve yönetme...
Araçlar üretmişlerdir bunun için…
EMASYA protokolü örnektir.
Asayiş alanını militerleştirmiş, orduyu sabit ve dolayımsız iç güvenlik unsuru kılmış, fişleme ve takip merkezi haline getirmiş ve iç güvenlik konusunda kendi iradesiyle hareket etme imkanları sunmuş bir düzenlemedir EMASYA.
Mimarlarından birisi bugün masum olduğu söylenen emekli orgeneral Çetin Doğan’dır. Balyoz davasına konu olan, Çetin Doğan komutanlığındaki askeri seminerde, bir işgal halinde (!) iktidara el koyma “oyunu” da EMASYA Planları üzerinden oynanmıştı.
EMASYA ancak 2010’da kaldırılabildi.
28 Şubat darbesi sonrası devlet kurumlarından atılan binlerce başörtülü memurdan bir kısmının, Milli Eğitim bakanlığı personelinin geri dönüşüne imkan sağlayan düzenleme bile ancak 2013’te yapılabildi.
Uzun sürdü çünkü, 28 Şubat bir demokrasi kabahati olarak ele alınmadı. Bir kesime yapılmış bir kabahat olarak görüldü. Nitekim, 28 Şubat davası dahil, bu işlemler de AK Parti ve düşmanları hesaplaşması içinde yapıldı. Hesaplaşma bir rövanş havası içinde yapıldığı için bugün failler kahraman muamelesi görüyorlar, çünkü öte kampı temsil ediyorlar.
Kendiliğinden toplumsal yüzleşme elbet söz konusu olmadı.
Biz tarih boyu hangi konuda kendimizle yüzleştik ki!
Oysa 28 Şubat, toplumun hatırı sayılır bir bölümünün cellad rolüne soyunacağı kadar keskin bir askeri müdahaleydi...
“Çok celladlı bir infaz” tabiri yanlış olmaz. Bu infaza YÖK başkanları rektörler, üniversite öğretim üyeleri, sendikalar, odalar, iş adamları, basının, dönemin cumhurbaşkanı katılmıştır. Dahası toplumun bir grubu diğer grubunu fişlemiş, ihbar etmiştir. İnfaza katılan herkesin bir toplumsal kesime, ancak onun daha ötesinde tüm bir topluma ve demokrasiye karşı kabahat ya da suç işlediği açıktır.
Dün yıl dönümüydü 28 Şubat’ın..
Kimi gazetelerde bu girişimin ne kadar masumane olduğu iddialarını okuduk, okuyoruz…
Yazık!
Kim demokrat bu ülkede?















Bir de Osman Kavala'ya sor bakalım 28 Şubat da yaşananlar mı yoksa şimdi ki Sivil Darbe zamanında yaşananlar mı daha ağır. Can Atalay'a da sorabilirsin
Yanıtla (3) (1)İki yanlış bir doğru yapmaz
Yanıtla (0) (0)Yazar diyor ki şu anki Hukuk Devleti sıralamamız 28 Şubat öncesine nazaran çok iyi, mülakatlar objektif ,, kimsenin hakkı yenmiyor, seküler kesim ezilmiyor dışlanmıyor, sahte belgelerle kimse cezaevinde yıllarını geçirmiyor, Anayasa Mahkemesi ve AHİM Kararları anında uygulanıyor, Yerel Mahkemeler bu kararları dikkate alıyor, Can Atalay kendisi cezaevinden çıkmak istemiyor. ...
Yanıtla (2) (1)Bu kadar güzel anlatılabilirdi. Hiç biri masum değil ve bu kafa asla değişmedi..Şimdi bazı yazar çizer takımın 80 yaş üstü zavallılar hapiste çürüyor..Yazık oluyor diye güzelledikleri kafa değişmiyor,değişmez..Karartılan onca hayat üzerinden konuyu ele almak lazım..O insanlar masumdu yaa..Kendi ideoloileri uğruna tahakküm altına almak istediler..Olay budur..
Yanıtla (3) (4)15 temmuz darbesi sonrasında mahkemesiz idari kararla beşbin sol görüşlü memur atıldı? Bu konuda da yorum yapsanıza? Bunlara yazık değil mi? Şimdi hangi ideoloji topluma dayatılıyor peki?
Yanıtla (3) (0)değerli ali bey durumu çok iyi özetlemişsiniz.o günkü anti demokratik uygulamalar karşısındaki duruşunuz hep hayırla yad edilecek.bir de dünkülerle bugünkülerin en benzeşen yönleri de kanaatimce gündemi tamamen algılar ve manipülasyonlarla yönlendirmeleri olsa gerek vesselam.
Yanıtla (0) (1)Bekledim yazının sonunda lakin emasyanın 2010 da kaldırıldığını söylemiş de tekrar ne zaman getirildiğini yazmamış. İpucu vereyi 15 temmuzdan birkaç gün önce. İşte birçok şeyin neden nasıl niçin ne zaman kim kiminle niye sonuçta kazanan kimse o yapmıştıra gelen bir durum ortaya çıkarmıştır
Yanıtla (0) (1)28 Şubat aslında 15 Temmuz 2016 darbesinin haberini verdi, ülke geleceği tehlikeli mecralara doğru yol alıyor, önleminin alınması lazım dedi!. Dedi lakin yanlış telaffuz etti mesele bundan ibaret. 15 temmuzun siyasi destekçileri açığa çıkarıldımı?.. Hoca efendi deyip ona el pençe duran, laik ulus devlet düşmanı köşe yazarları, dinci gazeteler her gün yazıyorlar, demokrasi adına ülkenin yıkılmasını seyredemeyiz, etmemeliyiz!!.Türk ulus devletini koruyup kollamak her vatandaşın asli görevidir!..
Yanıtla (1) (1)Sn. Bayramoğlu 28 Şubat sürecinde gosterdginiz cesaret ve kalmeninzin gücü her zaman hayır ve takdirle anılacaktır. O süreçte yazılarınız ve analizlerinin solukla okunur ve bize nefes aldirirdi. Kıymetli yazar hiç bir zaman hak ve hukuktan şaşmayın kaleminiz bu ülkede " her zaman demokrat kalemler olacaktır" tezinin bir garantisidir. Selâm ve hürmetler
Yanıtla (7) (4)Muhafazakar kesim nedense 12 Mart, 12 Eylül darbelerine aynı duyarlılığı göstermiyor. İlla da 28 Şubat. 12 Eylül en kanlı darbeydi. Solu yok etti yüzbinlerce insan tutuklandı, işkence gördü. Ülkenin bu günkü durumunun 28 Şubatı aratmadığını görünce onların sorununun aslında demokrasi olmadığını görüyoruz.
Yanıtla (6) (3)"Biz ne yapıyoruz, kardeşim?" diye sorgulamadığımız sürece; senin kahramanın benim için hain, benim kahramanım senin için hain olur. Seksen öncesi üniversitede karşı safta "solcu" diye tanıtılan birçok arkadaşım benim safımda ki güya müslüman- milliyetçilerden daha çok vatan/millet sever olduklarını şimdilerde daha iyi anlıyorum.
Yanıtla (4) (1)Darbeleri ve darbecileri savunanlar da şeref yoktur. Bu aşağılık tipler bir de kendilerine biz demokratız demez mi. Halkı küçük gören bu lümpen cahiller hayatlarını 2 kitap okumadan tamamlar ve herşeyi bildiğini ifade eder. Darbeleri ve darbecileri desteklemek desteklemiyoruz diyemezler. İğrenilecek insanlar bunlar.
Yanıtla (10) (11)Darbe karşıtıyım diye çok daha yıkıcı bir darbenin yolunu açmak da ayrı bir şeref meselesi. Darbe dönemlerini bile geride bıraktık! Daha neler yaşayacağız göreceğiz.
Yanıtla (22) (6)Her türlü darbe ve darbeci ve darbe ve darbecileri destekleyen şerefsizdir. Bizimkilerin darbesi iyi onlarınkilerin darbesi kötü anlayışı şerefsizlik ötesidir. Bu çağda hala darbe ve darbecileri lanetlemeyen ler var.
Yanıtla (11) (1)Okur’un ağzından maşallah bal akıyor. Ara sıra ortaya çıkıp aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor. Galiba okuma yazmada bir sorunu var.
Yanıtla (2) (6)Darbe ve darbecileri ve övenler lanetlemeyen destekleyen şerefsizler mugalata yapar boş beyinleriyle
Yanıtla (0) (1)İnsan içinde bir eziklik varsa, kendini yetersiz hissederse bunu saldırgan bir dille örtbas edermiş. RTE da aynı taktiği kullanıyor.
Yanıtla (3) (2)Demokrasiye yapılan kabahatler her dönemde sahiplenilmez; zira zulmedilen kesimin aleyhine yapılan medya karartması, itibarsızlaştırma vb. uygulamalar ile TÜM YAPILANLARI hakettiği alt yapısı önceden hazırlanmıştır bile....
Yanıtla (0) (0)Sözün bittiği yer: Yasal yoldan bir şey yapılamayabilir ancak ...
Yanıtla (0) (0)Bu mantıkla.... Türkiye'de kimler kimleri nasıl harcadı ? Galiba ....cevabı....ancak ahirette (o da varsa) alınabilecek bir soru....
Kendiliğinden toplumsal yüzleşme nasıl olsun? Cümbür cemaat 28 Şubatı millete „İslam ve Başörtüsü düşmanlığı“ diye yedirdiler. Seçim ayarlı başörtülü bacılar „vitrin mankeni“ oldu. 28 Şubatın yıl dönümünde Üniversite önünde gerçekleştirilen başörtüsü eylemlerinde genç kızlar yerlerde süründürüldü, kelepçelendi. Örümcek kafadan teröristliğe terfi ettirildi. 28 Şubatı bitirmeyen kimler? Başkalarını sorumlu kılmaya çalışmak sorunu çözmüyor. Aksine bunlara hayatımızda yer açmak kadar tehlikelidir.
Yanıtla (2) (2)Susurluk skandalı'nın aydınlatılması için yürütülen toplumsal çabaların „gulu gulu dansı“ çıkışıyla alay edilerek, kücümsenerek üzeri kapatıldı. O zaman „Postal“ demokrasiyi hazmedememiş, mevcut yönetim de bugün olduğu gibi hukuku. Geldiğimiz yerde sadece mağdurun adı ve yeri değişti. Aynı yöntem dünün mağduru olduğunu iddia edenler tarafından daha ağır biçimde başkaları üzerinde bugün de uygulanıyor. Artık bu gercek göz ardı edilemiyor, açıkça söyleniyor.
Yanıtla (5) (0)28 Şubat sürecinde adam gibi duruşunuzu hiç unutmadık, unutmayacağız....
Yanıtla (4) (0)“Bir masumun hakkı bütün halk için dahi iptal edilemez, bir fert dahi umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakk’ın nazar-ı merhametinde hak haktır küçüğüne büyüğüne bakılmaz küçük, büyük için iptal edilmez; bir cemaatin selâmeti için bir ferdin hayatı ve hakkı feda edilemez”bsNursi ra/ Mektubat.
Yanıtla (4) (0)Kendilerine ve ülkeye saygıları varsa fetullahı iade etmeyen ABD ye
Yanıtla (3) (0)ses çıkarsın iktidar,dinci katil tutuklular sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi, seksen beş yaşındaki dinci olmayan askerler içerde ölümü bekliyor.Dincilik cezaevinde bile işe yarıyor.
28 şubatın ne olduğunu anlamak için, ÖDP ve REFAH partisinin düşürüldüğü duruma bakmak yeterli. İkiside içeriden çökertildi. Her ikisinden parça parça partiler doğurtuldu. Sendika alanında KESK dışında kalanlar, ya destekledi yada sessiz kaldı. KESK in başına gelende aynı oldu. İçinden birçok sendika ve konfederasyon doğurturdu.sonuç hukuk tanımayan operasyonel devlet inşaası hedefleriydi o da gerçekleşti. Maalesef başardılar. Bize dedi kodu kısmı kaldı..
Yanıtla (1) (0)Piri fanı Kardeşim Allah razı olsun, ne güzel özetlemiş sin ,
Yanıtla (0) (0)bir şeyler yazmak istiyordum senin yazını görünce bunun üzerine ne yazılırdı ,işte bu dedim.
Bir zamanlar bir banka reklemında " yok birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı bankasıyız" diyorlardı. Ülkemizde hangi görüş ve ideoloji devleti ele geçirirse aynı despotluğu yapıyor ve ülkenin kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekiyor. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu güne dek değişmeyen kural. İslamcılar da din tüccarlığı yaparak dinimizi oyuncağa çevirdi.
Yanıtla (7) (0)Kemalizm sebep; Akp ve Dem sonuçtur.
Yanıtla (5) (6)İyi Müslümanların arasına saklanmış dev Feto örgütü üyelerini bir bir ayiklasalar ve devleti öyle kurtarsalar daha iyi olurdu tabii. Askerler de çok sabirsizdilar. Yapamadılar. Şimdi de Feto en güçlü örgüt olabilir,kimbilir hangi kilikta. Yok demeyin ,çok mümkün. En başta varolan en önemli adamlar hala varlar,sessiz ve derinden.
Yanıtla (5) (6)'28 Şubat bu iktidarı hazırladı, hoş ABD zaten hükümet olmalarını istemiş, ;Ethem Sancak da açıkladı. Hülasa, 28 Şubat ülkeye bu iktidarın gelişini kolaylaştırdığı için asıl zararı bu yolla verdi. Ülke tarihinde yaşamadığı bir felaketi yaşıyor bir çeyrek asırdır. Ve mimarları, o zamanın esasen mağduru değil de, mış gibi yaparak iktidara gelen, diğerlerine sizi temsil ediyoruz diyerek mağduriyeti süresiz kullananlardır.
Yanıtla (9) (2)Tamam,28 Şubat antidemokratikti.Ama sandıktan çıkmış olma dışında ta baştan beri demokrasinin temel ilkelerini yok sayan bu günkü iktidar sizce çok mu demokrat,sayın yazar?
Yanıtla (8) (3)NATO'da üst düzey görevlerde bulunmuş NATO operasyonlarında siyasi planlamadan sorumlu NATO komutanlarından emekli generallerin anlatımıyla "28 Şubat'ın özü en basta Fethullah Gulen cemaatinin okullarına ve mal varlıklarına el konularak faliyetlerinin engellenmesi sonra da şeriat isterük şeriat şart abi diyen siyasal islamcilarin faliyetlerinin sonlandırılması ve yeşil sermaye sahiplerinin mal varlıklarına el konularak engellenmesi hedefiyle yapılmış milli güvenlik kurulunun bir girişimidir.
Yanıtla (9) (5)Onlar boş laflar , onu benim külahıma anlatsın!
Yanıtla (2) (2)Onun için mi bunlar 15 Temmuzda darbeye kalkıştılar!
Bu çok uzun bir konu , yazı ise oldukça kısa kalmış.
Yanıtla (11) (9)Bir kere , F.Gülen, alttan alta kendilerini oyarken, maşallah TSK. mışıl mışıl uyumuş, aferin onlara , tebrikler!
Bu konuda sadece askerlerden hesap sorulması saçmalık , işin içinde yukarıda da sayıldığı gibi bir çok kurum kuruluş ve kişiler de vardı ; onlardan niye hesap sorulmadı !
O dönem başbakan olan Erbakan'in da bu konuda büyük günahları var , hiç de masum değildir, yazıda hiç dokunulmamış!
Dedim ya konu aslında uzun .
Erbakanın ne günahı vamış ,yazsan da bilgilensek Hayret beyciğim.
Yanıtla (3) (4)28 şubat çok yönlüdür ve sade başörtüsü hikayesi değildir. Bazılarının kızları ABD de okumak zorunda kaldı, hakikaten büyük zulümdür. Dini yapıları devlete çöreklenmesini sağlarsan, Fetö gibi ve bugünkü Menzil tarikatı gibi, yeni 15 Temmuzlara hazır ol.Kafana uçak bombası inecek demektir. Bu yapılar devlete dini özgürlükler adı altında sızıyor, baş örtüsü, çarşaf, sakal v.s. Ali bey fetöyede zamanında böyle bakıyordu. Ne oldu ?
Yanıtla (7) (6)28 şubata karşı çıkanların adaletini de gördük.
Yanıtla (18) (1)Haz Ömer'in adaletini telkin edenlerin adaletini de gördük.
Hepsi hamaset, hepsi hikaye.
28 Şubatın garip bir diğer yönü de; diğer tarafın şeriat korkusu aslında tarikatlardan kaynaklıydı. Devlete, askeriyeye sızdıkları, kontrol ettikleri korkusu vardı. Buna rağmen 28 şubat sonrası bunların güçlü olanlarının üzerine hiç gidilmedi, ne dershaneleri kapatıldı ne ekonomik olarak bir şey yapıldı, ne de kayıt altına alındılar. Bunun yerine 28 Şubatçılar vatandaşla savaştılar. Çok garip gelmiştir bu bana.
Yanıtla (8) (0)Zayıfken demokrat kesilen güçlendiğinde aynı tutumu sergiliyor mu?
Yanıtla (27) (1)Mağdur iken hukuku önemseyen kuvvetli olduğunda da aynı duyarlılığı gösteriyor mu?
Ben buna bakarım.
Erdem, etik, omurgalı olmak, tutarlı olmak budur. Hukuk herkes içindir.
Yanıtla (3) (0)Çift rol oynayıp demokrasi, insan hakları, özgürlükler, medeni toplum havariliği kıymet ifade etmiyor. Hukuk, nalıncı keseri gibi hep kendinden yana yontulacak bencil, çıkarcı, grup merkezli bir içerik değil müşterek bir değerdir. Farklılık ve muhalefet dinamik toplumun ve eleştiri kültürünün elzem, değerli olduğu unsurların bileşkesidir.
28 şubatçılar ektiklerini biçti. O dönemin mağdurları da bugünün zalimi olmayı seçti. bugün hak-hukuk-adalet diyenlerin bir kısmı dün bunun tam tersini yapıyorlardı. Güçlüydüler çünkü..
Yanıtla (9) (0)Bugünün güçlüleri de belki yarın hak-hukuk-adalet demek zorunda kalacaklar.
Şimdiki zorbaların yaptığı ile o dönemdeki zorbaların yaptıkları birebir aynı.
Yanıtla (8) (1)Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, “28 Şubatın asıl hedefinin gülen grubunun halli, çünkü diğer dini grupların halledilmesi kolay grupçuklar olduğu kanaati olabilir hani.
Yanıtla (1) (1)Hiç bir zulmün(haksızlığın) diğerine karşı ayrıcalığı olamaz. Zulüm zulümdür. Birini nitelerken diğeri de unutulmasın. Şimdiyi anlatırken önceki, önceyi anlatırken de şimdiyi düşünerek yanlışları sayalım. Bazıları diğerini atlıyor çünkü.
Yanıtla (3) (0)28 şubatta (rahmetli) Erbakan ın bazı yanlışları (konutunda tarikat liderlerine iftar yemeği vs) bahane edilerek laiklik üzerinden iktidara ve millete türlü eziyet ve zulm edildi, millet bunu yapanlara günü gelince dersini verdi.
Yanıtla (6) (0)Ne yazık ki, yaklaşık son beş senedir 28 şubatçıların yaptıklarına benzer haller, (güç bende sarılarak, hak hukuk tanımamazlıkta) benzeri işler özellikle yargı eliyle yapılmak isteniyor..
Zulüm kimden gelirse zulümdür..
Ahirete inanan zulmetmez,
Zulme alkış tutma
Ben o günlerde ne şeriat ne darbe diyenlerdendim,,birileri birdenbire üniversite de başörtüsünü yasakladı ülkeyi ateşe attı ..28 şubat düpdüz darbe idi askerin karıştığı yönlendirdiği demokrasi boğuldu gitti
Yanıtla (2) (0)“Biz tarih boyu hangi konuda kendimizle yüzleştik ki!” Doğru da siz yüzleşiyor musunuz, dayın yazar,!!
Yanıtla (8) (0)28 Şubat mağduru siyasi partiler kadın hakları savunucusu ve demokrat mı. İki si de onlar için birer araç. Kadınları anlamak güç insan kendi ontolojisine reddiye düzenlerin ardında nasıl konumlanır. Hülo dışında bir cevap bulamıyorum.
Yanıtla (2) (0)28 şubattan geriye ne değişti diye baktığımızda Bugün sadece roller değişti, dünde hukuk adalet, liyakat ayaklar altında ve toplumun bir bölümüne terörist muamelesi görüyordu, bugünde aynı yoldan geçiyoruz. Biz gücü elde ettimi kurallar, kurumlar, denetim, yargıyı ayak bağı olarak görmeye başlıyoruz. Bu nedenle güzel ülkemin geleceğinden ümitsizim..
Yanıtla (5) (0)Fikir, ifade, dil, din, ibadet, giyim, örgütlenme hürriyeti çok kıymetli.
Yanıtla (2) (2)Bu değerlere saldıran, yasaklamaya yönelen jer zaman kaybetmeye mahkumdur ve lanetle anılırlar.
Öz ve söz bir olacak. Kendin için istediğini başkası için de isteyeceksin.
Toplum mühendisliğine soyunan kendileri ucube ise neyin peşindeler. O dönem askerlik yaptım baktım ki sözde komutanlar argo cümleler, küfürlü sözler ile ama hep öyle konuşuyorlar gözümde bittiler ve gittiler. Sonra ihraç edildiler, hapse konuldular.İ
Dönemin Hava Kuvvetleri komutanı CÖMERT ne demişti:Diyarbakır'a gittim baktım kışlada sakallı siviller girip çıkıyorlar sordum dediler dini gruplara destek veriliyor. Teoman Koman adındaki paşa(!)ne demişti din tandanslı grup için 'bunlar dini duyguları güçlü insanımızdır. ...Yeri geldi kendileri beslediler, tahrik ettiler sonra da neymiş başörtüsü kötü, dini eğitim veren Kuran kursu, imam hatip okulları kötü eee yasaklayalım hapse atalım, genç kızlar türbanla okul okumasınlar.çelişki!
Yanıtla (2) (0)O dönemin askerleri zorbalıkla hele de kemalizm adı altında evvela hukuku linç ettiler, yasakları savunmakla güvenilmeyeceği unsur olduklarını ilan ettiler. Yasakçı itibarsızlar halka gelin bize destek verin tuhaf çelişkisine düştüler.
Yanıtla (4) (8)Baskı karşıyı radikalleşririr. O garip kemalist askerler önce Kürtlere baskı uyguladılar sonra İslami camiaya canavarca saldırıp yasaklarla ezmeye çalıştılar.Emrivakilerle toplum inşa edilemez. Buyurgan tipler lider olamaz ki nitekim olamadılar ve hepsi yok oldu
28 şubat 1995 ancak bukadar güzel özetlenebilir. Teşekkür ederim Sayın Ali Bayramoğlu. Onun için,milli ve yerli duruştan asla,taviz verilemez. Dik durulacak ama dikleşilmeyecektir.
Yanıtla (4) (5)28 şubat zulümdü, hemde katmerlisi, dik alası idi..
Yanıtla (7) (4)Güçlüydüler ya ! bin yıl sürecek dediler, millete korku saldılar, ne hak tanıdılar ne hukuk.
Kendilerini iri ve diri sandılar, oysa iride diride milletin kendisiydi,
Millet günü zamanı gelince
zulmün defterini bir bir dürdü..
Gücüm var ve ilelebet olacak sanarak hakkı hukuku yok saymak zulümdür akıbeti kötüdür buna 28 şubatçıların sonu örnektir..
NOT: Hakkı hukuku yok sayan zulmeden varsa
(yok ! ) da
hani olursa, zulmetmeyin..
28 şubatın mazlumları günümüzün zalimlerine dönüştüler maalesef. keşke mazlum kalmaya devam etseydik hiç değilse RABBİM bizi severdi.
Yanıtla (6) (0)Az önce yazdığım tanım NATO operasyonlarında siyasi planlamadan sorumlu NATO komutanlığı yapmış şimdilerde ise siyasi konularda yorumcu olarak çeşitli TV ve internet kanallarında arzı endam eden emekli NATO komutanı Haldun Solmaztürk'e aittir.
Yanıtla (1) (0)28 Şubat'ı net bir şekilde özetleyen çok doğru bir yazı olmuş kaleminize yüreğinize sağlık...
Yanıtla (4) (0)Aslında değişen çok şey yok...Sadece cellatlar değişti...Darağacı altında isimler değişti...ama zulüm dün neyse bugünde o....hatta ekonomik zulüm çok çok daha fazla arttı....
Yanıtla (11) (0)Muhafazakar kesim demokrasi havarisi kesilmişti işte onların da demokrasisini gördük.
Yanıtla (10) (1)Sn.Bayramoğlu;tebrikler.Fevkalade edebi dozlu bir yazı,demokratik bir duruş olmuş.Her tarafın dwsbotlarına da güzel bir soru olmuş,bağlamı itibariyle de sahi"kim demokrat bu ülkede"dünün ezilenleri,bugün ezen konumunda.İnsan olarak kişi,topluluk olarakta halk,grup tüm insani haklarını elde edemiyor,bu hakkı bir güç tarafından engelleniyor ise,orada zulüm var demektir.Syglr.
Yanıtla (1) (0)Şimdi de "Fişlemeler, toplumun bir bölümünü sistematik tahkir, toplumun diğer bölümünü korku ve tehdit fikriyle kuşatma ve diğer bölümüne karşı koşullandırma, örgüt, parti, kesim ve kişileri hedef alan itibarsızlaştırma andıçları, psikolojik harekatlar, basını, yargıyı, idareyi askeri hedefler etrafında seferber etme, yönlendirme ve yönetme..." yapılıyor. Doğrudan askeriye tarafından yapılmaması, ülkeyi sivil demokratik yapmıyor. Kim demokrat bu ülkede? Ne demişti: "Demokrasi bir tramvaydır..."
Yanıtla (8) (0)“EMASYA ancak 2010’da kaldırılabildi.” Maraş depreminde de ordu dondu.
Yanıtla (9) (1)Üzgünüm sayenizde çok daha beter bir ortama, hukuksuz, liyakatsiz, otoriter rejim. Hayrını görün. Kışkırtılmış popülizm ile oyun oynanmayacağını öğrendik!!
Yanıtla (8) (3)artık yaşlı sayılırım. o günleri bilinçle yaşadık. demokrasi konusunda ilkeli duruşunuz unutulmazdı. 28 şubatçılar o kadar olağanüstü hatalar yaptılar ki, tayyibin yirmi küsür yıllık iktidarının istemeseler de en büyük nedeni oldular. ben gidersem millet düşmanlarının size ne yapacağını biliyorsunuz propagandası akan suları durdurdu. yolsuzluk, talan, hukukun çökmesi bile görmezden gelindi. demokratik değerlerde hala mutabık kalınamadı. evet gerçekten çok yazık.
Yanıtla (16) (1)